“Kaygının yükü bize, kaygı duyduğumuz kötülükten kat be kat büyük gelir.”
Daniel Defoe
Kaygı, anksiyete, bunaltı ve endişe aynı anlamda kullanılan sözcüklerdir ve korku ile çok yakından ilişkilidirler. Ancak kaygı ve korku arasında önemli farklar vardır. Bir tehlike ya da uyarı sinyali olan kaygı aslında herkesin zaman zaman hissettiği normal ve doğal bir duygudur. Dışarıdan zarar gelecek korkusuyla yaşanan ruhsal, zihinsel ve fizyolojik uyarılmaya “kaygı” adı verilir. Nedeni bilinen korku daha çok şu an ve şimdi ortaya çıkan tehlikelere karşı gösterilen bir tepki iken, nedeni bilinmeyen kaygı, gelecekte ve oluşabilecek kötü şeylerle ilgili duyguları içerir. Yani kaygı daha çok geleceğe yöneliktir, gelecekte ortaya çıkabilecek tehlikelere karşı bedeniniz ve düşüncelerinizdeki değişiklikler ve bilincinizin farkında olmadığı bilinmezliklerle ilgilidir.
Kaynağı belli olmayan kaygı, “her an kötü bir şey olacakmış hissi”, örneğin, her an kötü bir haber alacağınız, sizin ya da yakınlarınızın başına kötü bir şey geleceği korkusu ile gelen bir sıkıntı, tedirginlik, gerilim ve bunaltı duygusudur. Yabancı bir ortamda yeni insanlarla tanışırken hissettiğiniz belirsiz rahatsızlık, sınavda veya sınava girmeden önce yaşadığınız huzursuzluk kaygıya örnek olarak verilebilir. Kaygılanan kişinin hayatında korkudaki gibi “somut” bir tehlikeden, durumdan bahsedilemez. Korkuyla karşılaştırıldığında kaygı, daha yaygın, yavaş ortaya çıkan, tanımlanması daha zor, daha uzun süreli belirtileri olan, daha derin bir korku duygusudur.
Kaygı bozuklukları
Kaygının belirtilerini dört ana grupta toplayabiliriz:
Bursa’da bayram namazı kılmak için gittiği camide kalp krizi geçiren Ehliman Bayram (70), hayatını kaybetti. İnegöl ilçesi Yunus Emre Mahallesi’ndeki Hüdai Camisi’ne bayram namazı kılmak için giden Ehliman Bayram, hutbe sırasında fenalaştı. Oturduğu …
Ramazan’a doğru hızla yaklaşırken, yeme düzenine dair detaylar gündemi doldurmaya başladı. Özellikle Ramazan’da tatlı tüketmenin faydaları dikkati çekiyor.
İnmeye zamanında ve doğru müdahale edilmediğinde inmenin getirdiği riskler daha da artıyor. Felç aniden ortaya çıktığı için müdahale etmek güç olabiliyor. Fakat felç hakkında yapılan araştırmalara göre felç geçirecek kişi bir hafta önce inme …