bir devrimdi, yıkılmış, parçalanmış, geri kalmış, yok olmak üzere olan bir toplumdan, çağdaş bir devlet yaratıldı. Atatürk’ün, Türkiye’yi kurma mücadelesi verdiği günlerde İngiliz başbakanı kendi meclisinde “Artık Türkiye yoktur” diyordu. Atatürk ve Milli Mücadele’ye omuz verenler, İngilizlerin bu sözünü boşa çıkardılar.
Sadece bu sözü boşa çıkarmakla kalmayıp, dünya milletler ailesine, çağdaş, yeni bir üye kazandırdılar. Bu yeni üye, kurucusu Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalan ve bu nedenle de saygı gören bir ülke oldu.
Doğan Satmış tarafından kaleme alınan 50 Maddede Cumhuriyet’in 100. Yılı kitabının sayfalarında; mümkün olmayanı başarıp, olmaz denileni olduran, bitti sanılanı küllerinden yeniden doğuran Türk milletinin ve Mustafa Kemal’in mücadelesini okuyacaksınız.
İşgal altındaki bir imparatorluk
İşgal altındaki bir imparatorluktan savaşlar kazanarak kendi ayakları üzerinde yükselen çağdaş bir ülke kurmaya giden süreç nasıl başladı, hangi zorluklarla ilerledi? Cumhuriyet öncesinde Türkiye ne durumdaydı?
İlle de Cumhuriyet kurulması şart mıydı? Peki, Mustafa Kemal olmasaydı da Cumhuriyet kurulur muydu? Cumhuriyet’in özellikle ilk yıllarında gerçekleştirilen kesintisiz devrimler ülkemize neler kattı?
Sayfa: 360
Kaynak özellikte kitap
100. yılına gelen Cumhuriyet ilk yıllarında dünya arenasında nasıl daha ön planda olabilmişti? İkinci yüzyılına girmiş Cumhuriyet’imize bazı kesimler neden hala karşı?
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında yakın tarihimizi ve ülkemizin üzerine bina edildiği kurucu değerleri tekrar tekrar düşünmek için değerli bir kaynak…
sayfası için iletişim: